Bu koruma düşüncesi kişilerde korku duygusunu yarattı.
Kazançlarından , mülkiyetlerden vazgeçerek korkularından kurtulmak varken Mülkiyetlerini korumak amacıyla devletler kurdular.
Kurdukları devletleri sözlü ve yazılı sözleşmelerle özlük haklarından yüce tuttular.'Adalet Kişinin Temelidir.'Demek yerine
'Adalet Mülkün Temelidir.'Düşüncesini benimsediler.
Ancak bu seferde kendilerinin yarattığı bu devlet çarkına karşı kendilerini korumasız hissettiler.Mülkiyetlerini karşılıksız kaybetmek tedirginliği ile parayı buldular.Buldukları parayı devletin üstüne egemen kıldılar.Bu Egemenliğin adı da Bankacılık Sistemi oldu.(Rockerfeller dayı işte bu bankacılık sistemini ele geçirerek tüm devletlere diz çötürdü.)
Ve bu bankacılık sistemi devletleri ellerinde kuklalar olarak kullamaya başladı ve insanlar sadece amaca giden yoldaki araç olarak gördü.Böylece Kapitalizm doğmuş oldu.
Bu oluşumu insanların kendilerinden doğduğunu unutturmak için Medyayı oluşturdu.Medya tüm insanların özgürleşme çabalarını köreltmeye başladı ve zamanla sistematik kurgular arasında sıkışmış hayvanlar oluşturuldu.
Zamanla devleti yönetenler bu medya unsurlarından başlayarak bankacılık sistemine komut vermeye başladı ve günümüzdeki 'dikdatör' sistemler oluştu.
Hacılar Bu da Apartist(Parti Tanımazlık) Manifestosu olsun
