Erhan Sandıkçı yazdı:Memlekette hâlâ komünizmi bitirmeye çalışan, soğuk savaş döneminden çıkamamış, sosyalistleri eleştireceğim diye bölücü AKP'yi kutsayan kimi ülkücülerin/milliyetçilerin hâli çok daha acınasıdır.
Dediklerinizde doğruluk payı olduğu aşikâr.
Özellikle Gezi Parkı direnişinin Konya ayağındaki bir eylemde, direnişçilere yönelik atılan "Konya'da komünist istemiyoruz." sloganı bu durumu örneklendiriyor.
Ama bu sloganın içini de oymamız gerekiyor.
Şöyle ki, bu sloganı atanlar milliyetçi cehah mıydı yoksa mukaddesatçı cenah mı?
Milliyetçiler, özellikle MHP'liler, Bahçeli'nin tüm ikazlarına rağmen meydanlardaki yerlerini aldılar ve direnişin en ön saflarında yer aldılar.
Bana kimse MHP kitlesi ile sola yatkın direnişçilerin karşı karşıya geldiği anlardan örnek gösteremez, olmadı çünkü.
Hâlbuki Bahçeli ülkücü kitleyi pasifize etmiş ve sokaktan çekmişti, süreç boyunca yapmış olduğu tüm uyarılara rağmen meydanlarda aslan gibi direnen milliyetçilere söz geçirememişti.
Peki bu Konya'daki Soğuk Savaş artığı sloganı atanlar kimlerdi?
Cevabı çok basit, MHP'nin "devletçi" yapısından sıyrılarak "sivil toplumcu" bir mantalite ile ortaya çıkan ve bünyesinde hem milliyetçiliği hem de muhafazakârlığı barındıran BBP kitlesi.
Milliyetçilik ve muhafazakârlık yakın süreç içerisinde birbirinden öylesine ayrılacak ki bir daha dağılan bu taşları toplamak mümkün olmayacak.
BBP'nin milliyetçi kimliğini bir kenara bırakarak AKP güdümüne, yani muhafazakâr yapıya bürünmesinin altında da bu taraf olma gereksinimi yatıyor.
Özellikle 2015 yılında, Ermeni tezlerinin alevlenmesi ile beraber bu taraf olma gereksinimleri kendini daha da hissettirecek.
AKP'nin izleyeceği politika, Türk siyasi yaşantısının da gidişatını belirler.
Tabi öncelikle seneye gerçekleşecek olan seçimler var.
Onlar da ilk adım mahiyetinde olacaklar...